Görme alanı testi bir kişinin hem merkezi hem de çevresel görme alanında herhangi bir kayıp olup olmadığını test etmek amacıyla kullanılan psikofizik bir testtir. Görme alanı testi özellikle göz tansiyonu olan ya da göz tansiyonundan şüphelenilen kişilerde sık kullanılan bir testtir. Ancak görme alanı testinin kullanımı göz tansiyonu ile sınırlı değildir. Bir çok retina, optik sinir ve beyin içi görme yollarına ait hastalıkların tespitinde ve takibinde görme alanı testi çok önemli bir yere sahiptir.
Görme Alanı Testi Nasıl Yapılır?
Günümüzde görme alanı genellikle bilgisayarlı cihazlarla yapılmaktadır. Bilgisayarlı görme alanı testinde hasta çenesini cihaza yerleştirir ve hastanın başı görme alanı cihazının içerisinde kalır. Hasta cihazın içinde tam karşısında yer alan bir ışık noktasına bakar. Hasta tam karşısındaki ışığa bakarken yan taraflarda ışıklar yanıp sönmeye başlar. Hasta herhangi bir ışık yanıp söndüğünü fark ettiğinde elindeki butona basar, fark etmediğinde ise basmaz. Bu şekilde retinadaki farklı bölgelerin ışığa hassasiyeti değerlendirilmiş olur. Cihaz hastanın görme alanı sonucunu baskı ile verir.
Görme Alan Testine Ne Zaman İhtiyaç Duyulur?
Görme alanı testine en sık olarak göz tansiyonu şüphesi olan hastalarda erken tanı amacıyla ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca göz tansiyonu tanısı konulmuş olan hastalarda 3-6 ay aralıklar yapılan görme alanı testi ile hastalıkta tedaviye rağmen ilerleme olup olmadığı değerlendirilir.
Optik disk druseni adı verilen ve doğuştan gelen bir anomali özellikle çocukluk döneminde saptandığında papilödem adı verilen kafa içi basınç artışına bağlı optik sinir ödemi ile karışabilmektedir. Bu durumun ayırıcı tanısında kullanılan testlerden bir tanesi de görme alanı testidir.
Tavuk karası adı verilen ve gece körlüğü olarak da bilinen retinitis pigmentoza hastalığının tanısında ve hastalığın ilerlemesinin takibinde görme alanı testi oldukça faydalıdır.
Optik nevrit adı verilen görme siniri iltihaplanması durumunda tanı ve tedavi takibinde de oldukça sık olarak kullanılmaktadır.
Kafa içi görme yollarına ait hastalıklarda (optik sinir tümörleri, beyin tümörleri, beyin kanaması ve inme) yardımcı önemli bir testtir.
Göz Tansiyonu ve Görme Alanı
Göz tansiyonu hastalığı birçok kişide tanısı kolay olan bir durum değildir. Örneğin, göz tansiyonu sınır değerlerde olabilir, kişinin göz tansiyonu aile hikayesi olabilir ve fakat göz tansiyonu şüphesi kesin tanıya kolayca dönüşemeyebilir. Bu gibi durumlara ‘göz tansiyonu şüphesi’ adı verilir. Böyle durumlarda görme alanı testi ile takip çok önemlidir ve göz tansiyonun erken tanısında hayati öneme haizdir.
Bazen göz tansiyonu tanısı konulmuş bir hastada verilen tedavinin etkin olup olmadığı da tespit edilmesi gereken önemli bir sorundur. Böyle durumlarda hasta tedaviye devam ederken 3 ya da 6 ay aralarla yapılan görme alanı testi ile tedavinin etkin olup olmadığı belirlenebilir.
Plaquenil Kullanan Hastalarda Görme Alanı Testinin Yeri
Bazı romatizmal hatalıkların tedavisinde Plaquenil adı verilen ve hidroksiklorokin adı verilen etken maddeyi içeren bir ilaç kullanılır. Bu ilaç romatizmal hastalığın tedavisinde etkilidir ve fakat gözde retinada bulunan bazı hücrelerde birikerek toksik (zehirli) etkiye sahiptir. Plaquenil uzun süre kullanıldığında bazı hastalarda görme alanı üzerinde olumsuz etki oluşturabilir. Bu nedenle bu ilacın kullanımından önce ve kullanırken 6 ay aralarla görme alanı testinin yapılması erken toksisitenin tespitinde önemlidir.
Bilgisayarlı Görme Alan Testi
Görme alanı testi genel anlamda iki farklı şekilde yapılmaktadır. Bunlar statik ve kinetik perimetri testleridir. Perimetri görme alanı testi anlamına gelmektedir.
Kinetik perimetri testi esas olarak kişinin görme alanında bir daralma olup olmadığının tespit edilmesi amacıyla yapılmaktadır. Günümüzde az uygulanan bir yöntemdir.
Statik perimetri testinde ise esas olarak kişinin görme alanındaki farklı noktaların ışığa duyarlılığı saptanır. Günümüzde uygulanan yöntem genellikle statik görme alanı testidir.